23 Mayıs 2010 Pazar

Tertemiiiz bir insanoğluuuu...

'Kılıçdaroğluuuu. Hem dürüst hem temiiiz bir insanoğlu' marşının tavanında çınladığı Atatürk Spor Salonu'nda Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin ana muhalefet liderliğine terfi etti. Yıllar sonra 'ışık hızıyla' diye tanımlanacak hikayesi, siyasi yaşam defterinde yerini aldı.

Eskiden beri Türk siyasi yaşamında hep odak olan bir partinin hayli enteresan koşullarda gerçekleşen kongresi, Türk medyasının da yoğun ilgisine mazhar oldu. Görülen şu: Siyasetin müzmin kaybedeni Baykal herkesi o kadar sindirip, umutsuzluğa hapsetmiş ki, Kılıçdaroğlu'nun meydana ayak basması, Erdoğan'ın AKP ile yaptığı ilk çıkış coşkusu yarattı ortalıkta.

E güzel. Her konuda umudu korumaktan yanayım. Kısır döngü olduğunu şu 29 yıllık ömrümde sekiz bin kere gördüğüm siyasette de umut yitip gitmesin. Hele muhalefetsiz bir ortamın nasıl bir sığlık barındırdığını gördükten sonra, insan 'değişim' taleplerinin anlamını daha çok içselleştiriyor.

Ne olacağını birlikte görüp yaşayacağız. Ülkenin kurtulduğunu, iktidarın kesinlikle el değiştireceğini, devrim gerçekleştiğini söyleyenlerden geçilmiyor televizyon ekranlarında. Galiba siz Türklerin (heh heh, ben Türkçe yazıp-okuyabilen bir Çekoslovağım...) tezcanlılığı depreşti büyük ihtimalle. Durun bi babalar.

Neler dikkatimi çekti kurultayda, hayda vre sıralayalım.

1. Emekli bir porno tiranını andıran süzüm süzüm bakışlı Önder Sav'ı başlarından savamadılar maalesef. Benim fikrim, 50 yıllık kartlaşmış partili Sav'ın değişim karşısında çok ciddi bir engelleri olduğu yönünde. İsterseniz katılmayın. CHP statükoculuğunun bir numaralı teyzesi Canan Arıtman'ı ben göremedim ortalıkta. Bu ise iyiye işaret.

2. Sakin, mahalle bakkalı sadeliğindeki sevimli Kemal Kılıçdaroğlu, mikrofonu görünce yüksek perdeden konuşmaya mı kalkıştı? Bana mı öyle geldi. Ama diyim, 'cami cemaatine konuşur gibi vurgulamada' dünya lideri olan Recep Bey'le aşık atamazsın bu alanda miirim. Derhal kulvar değiştir.

3. Bu kasket, kravatsız giyim işleri çok popülist. Taklide girmeyelim. Bülent Ecevit'in anısı, ona özel kalmalı. Yoksa kendisine Gandi tipi ihram da giydirirler yakında. (Fotoşopla giydiren aklı evvel gazeteci kesin vardır, gören var mı?)

4. Javier Bardem-Tekin'i aktif kullanmalısın dostum Kemal. Seni buralara o getirdi.

5. 'Aç insanları doyuracağız' argümanını kullanmayan kalmadı. Evet, Türkiye'de iktidara gelişin anahtarı bu cümledir. Demirel, Özal, Çiller, Erdoğan hep bununla göz boyadı. Sen bize toplumsal kroniklere nasıl gireceğini anlat.

Haydi bakalım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder