16 Mayıs 2010 Pazar

Fey-tullah ve polisleri

Emniyet Teşkilatı'ndaki Nur cemaati yapılanması, laikçi çevrenin sık vurduğu kroşelerden bir tanesi. Bu konuda haklı oldukları gözle görülür bir biçimde ortada. Özellikle Ergenekon gözaltılarında polisin falsoları cevaplanamadan ve soruların üzerine gidilmeden kapatılıverdi. Teşkilatın hakkında pek çok suçlama bulunduğu halde nedense üzerine gidilmiyor. Bir vesayetten (asker) kurtulurken, diğer bir silahlı grubun (polis) vesayetine teslim olmanın pek farklı bir durum olduğunu düşünmüyorum. Al birini, vur ötekine. 'S.ktir git asker ve yaşasın polisimiz' ikiyüzlülüğünün karşısındayız. Her ikisi de görev alanının dışına çıktığında demokrasi ve halk düşmanıdır. Her ikisi de silahlıdır.

Zaman gazetesindeki Emniyet haberlerini kurcaladım biraz. 2010 içinde çıkan 120 civarında polis ilgilisi haberde olumsuz bir öğe bulamadım. Haberlere göre polis, halkının hizmetinde, yanlıştan azade, 'yüce', askerin sürekli yoluna taş koymak istediği, başarılarını çekemediği bir güzide kurumumuzdur. Reklam filminde çocuklara top atar, minik bebeğin yanağını okşar, yangında halka kendini siper ederek can kurtarır ve haşa siyasete hiç bulaşmaz. Candır, canandır.

Gazete, aynı dönemde istisnasız her gün asker hainliklerine dair haberler servis ederken, polisle ilgili tek bir iddiayı dahi gündemine almadığı gibi, Bornova'da polislik için heyecan duyan yeni mezunlar, piknikli aile ortamı, örnek teşkilat vurgusunu gazlıyor sürekli. Örnek metinlerimiz konuşuversin, ben susayım:

Emniyet Genel Müdürü: Dünyada gıpta ile bakılan teşkilat haline geldik
(...) Teşkilatların yücelmesinde insanların birbirlerine sevgi, saygı ve vefa göstermesinin önemli olduğunu vurgulayan Köksal, emniyet teşkilatının böyle olduğunu belirtti. Zaman zaman eksikliklerin olabileceğini anlatan Köksal, bunun ilgisizlikten değil bilgi eksikliğinden kaynaklandığını kaydetti. Polisliğin zor ama şerefli bir meslek olduğuna dikkat çeken Köksal, insanların çok kıymet verdikleri canları ve mallarını polislere emanet ettiğinin altını çizdi. Yeri geldiğinde şehit ve gazi olduklarını anlatan Köksal, polislerin görevden kaçmadıklarını ve ülkenin demokratik, hukuk ve insan haklarına saygılı bir ülke olma yolunda çalıştıklarını dile getirdi. (8 Nisan 2010, Zaman)

Emniyet Genel Müdürü: Ülkenin harcında şehitlerimizin kanı var
Köksal, şehitliğin insanoğlunun en yüksek mertebesi olduğunu belirtti. Ateşin düştüğü yeri yaktığını ve hiç kimsenin aile kadar üzülemeyeceğini ifade eden Köksal, çocuklarını şehit veren ailelerin acılarının vatanın ve polis teşkilatının dimdik ayakta olmasından dolayı biraz olsun hafifleyeceğini kaydetti. (8 Nisan 2010, Zaman)

Taş atan çocuklar, Emniyet'in klibinde rol aldı
İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Türk Polis Teşkilatı'nın kuruluşunun 165. yılı dolayısıyla taş atan çocuklarla ilgili klip hazırladı. Yaklaşık 55 saniyelik klipte, bir polis memurunun taş atan çocuklara futbol topunu fırlatması ve birlikte futbol oynaması yer alıyor.
Yaklaşık 55 saniyelik klip sırasında, "Kaygılarımız bir umutlarımız bir, hepimiz aynı ailenin fertleriyiz, bu hayatta hep birlikteyiz ve daime hizmetinizdeyiz. Halk için emniyet, adalet için hizmet" sözleri duyuluyor. (5 Nisan 2010 - Zaman)

Atalay: Türkiye Cumhuriyeti ilelebet polis teşkilatımızla birlikte yaşayacak
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, emniyet teşkilatının toplumun huzur ve güvenini sağlamak için gece-gündüz demeden görev yaptığını belirterek, ''Türkiye Cumhuriyeti ilelebet polis teşkilatımızla birlikte yaşayacaktır'' dedi. Kurumların gücünü tarihlerinden ve ilkelerinden aldığını da vurgulayan Bakan Atalay, ''Fedakar polisimizi kutluyor, hepinizin gözlerinden öpüyorum'' dedi. (1 Nisan 2010 - Zaman)

Çapkın: Yanlış yapanları teşkilatımızdan ayıklayacağız
İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, insan kaçakçılığı operasyonunda çok sayıda polis memurunun gözaltına alınmasıyla ilgili, "Yanlış yapan kim olursa olsun teşkilatımızdan ayıklanmaya devam edecektir." dedi. (13 Şubat 2010 - Zaman)


Bakan Atalay, polisin başırısını övdü
İçişleri Bakanı Beşir Atalay polis teşkilatının başarısı sayesinde Türkiye'nin artık faili meçhul cinayetlerin ülkesi olmaktan kurtulduğunu söyledi. Daha suç oluşmadan önleme çalışması yaptıklarını kaydeden Atalay, terör, çeteler ve mafyayla mücadelenin de sonuna kadar devam edeceğini belirtti. Polislere çağrıda bulunan Atalay, "Hiçbir güvenlik gerekçesiyle özgürlükler kısıtlanamaz. Özgürlükleri genişletmeye devam edeceğiz. Hiçbir güvenlik gerekçesiyle hukukun dışına çıkılamaz." dedi. (10 Nisan 2010 - Zaman)

Ergenekon sanığı Serdar Öztürk'ün, savcıları tehdit ettiği ortaya çıktı. Tutuklandıktan 4 gün sonra Başsavcılığa dilekçe gönderen Öztürk, "Operasyonlar sürerse TSK darbe yapacak." diyerek soruşturmayı yürüten savcılara gözdağı verdi. Ayrıca "darbenin ardından on binlerce insanın polislikten atılacağını, polis teşkilatının lağvedilip yerine yenisinin kurulacağı"nı iddia etti. (8 Mayıs 2010 - Zaman)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder