27 Ocak 2010 Çarşamba

Rafael giderse...

(Bu yazım, tenisdunyasi.net'te 27 Ocak 2010 tarihinde yayınlanmıştır.)

Bugün Reuters'in geçtiği bir değerlendirme haber gördüm. Eurosport, web sitesinde "Nadal'ın kariyerinin sonu mu?" başlığıyla vermiş metni... Üzerine bir Rafael Nadal yazısı yazmak şart oldu. Tenisin en önde karakterlerinden birinin zoraki gidişi - sadece spekülasyon olduğunu umuyoruz - ne getirir, ne götürür, iyi düşünmek lazım.

Rafael giderse, azim biter. Başarının anahtarı azim, yeni kapılar açamadan kilidin içinde kırılır. Örnek alınası pozitif yapıcı duygunun parmakla gösterilecek en temiz uygulayıcısı, elimizden kayar gider.

Giderse O, tenisin her seferinde duyguları boğazda düğümleyen en büyük rekabeti topal kalır. Yıllar, yıllar içinde edinilecek tüm rekabetlerde hep bir yön eksik olur. Karakter, oyun, stil, kişilik ve karizma başlıkları altında birbirini eşsiz bir yap-boz ayarında tamamlayan bir başkasını yerine koymak çok zaman alır.

Rafael'in gidişi, zafere giden yolda inancı zayıflatır. 'Terin son damlası' yaşamdaki pratiğinden azat olup, yeniden klişe olarak deyimler sözlüğündeki sayfasına döner. Dünya gözüyle mucizeler görmeyi çok bekleriz.

Rafa 'Artık ben gideyim' derse, alçakgönüllü sportmenlik düzeneği sarsılır. Ortalıkta 'bir turnuvayla olanlar' fink atar. Şampiyonluğunda ölçülü sevinen, kaybettiğinde kusuru oyununa bulan ve tüm rakiplerinin hakkını teslim eden, 'polemiksiz süper yıldız' örneğinin içi boşalır. Gözü yaşlı rakibine başını dayayıp teselli edecek kadar samimi adam ararız çok. Ve korkarım ki, bulamayız.

Rafael Nadal gidiverirse, naiflik özlenir. Minicik bir kasabadan nakış gibi işleyerek oluşturulan örnek başarı hikayesi masalsılaşır. Artık minicik kasabalardan tekil çabalarla değil, dev endüstrilerden fabrikasyon yıldızlar türer.

Rafael gitmeye karar verirse, Spartaküs, Kirk Douglas'sız kalır.

Matador Rafa ayrılık diye diretirse, modern dünya tarihine geçen spordaki İspanyol devrimi, en önemli önderlerinden birine ağlar. Yerine kimseyi koyamazlarsa da, fetret devrini müteakiben çöküş başlar. Kısacası, lokomotifsiz vagonlar yürümez.

Rafael giderse, kızlar günlerce ağlaşır. Sponsor firmaların yönetim katı acil toplantıya girer. Amca Toni'ye baskı artar. Adamcağızın hayatı zehir olur.

Rafael giderse, Sampras'ın öksüzü Paris gibi, New York yıllarca umutsuzca onu bekler.

Rafael Nadal zamansız giderse, demokrasi kaybeder, monarşiye döneriz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder