22 Aralık 2009 Salı

Şeriat lafazanı

20 Aralık, İstanbul. Odada dört kişiyiz. Ben ve 'kahraman' rumuzlu şahıs, yan yana... İki tanık daha. Hızlı konuşma yetisi üst düzeyde olan bir kimse, kahraman. Sanki az sonra kendisini öldürmeye geleceklermiş de diyecekleri içinde kalacakmış gibi, bilgisini/diyeceklerini/mesajlarını bir çırpıda, hızla ve en gereksiz ayrıntılarına varıncaya kadar dinleyeninin beynine işlemeyi, zaman zaman fütursuzca olsa da daima bir şevkle yapıyor.

Kahraman, temelde dini büsbütün bir kardeşimizdir. Pek böyle değildi ama, hep ufak da olsa bir hınçla doluydu, inançsıza, kafire, gavura. Ama görmeyeli iki yılı aşkın zaman olmuş. Bu süre içinde Vakit gazetesinde köşe yazan fikir babalarına taş çıkaracak pek faideli bilgiler edinivermiş ve basbayağı bir cihat bayrağı altında 200 kişilik güruh toplayacak kıvamda hissediyor kendisini.

Allah bana okkayla sabr-ı cemil ihsan etmiş. Bunu çok daha net hissettim o gün, şükür. Aşağıdaki inciler, kahramanın dudakları arasında besmelesiz savrulurken iki saat boyunca, 'la havle'yi içten çekip gaza gelmedim ya, daha da pek az koşulda 'tutmayın lan beni' hissiyatına girerim. Kesin.

Dindar hayatına yıllarca müdahale edilmenin ağzına kadar doldurduğu kahramanın dillendirdiği beni dehşetlere salan fikir ve zikirlerinden bazı örnekler:

- Yılbaşı bu yıl cuma gecesine denk gelmiyor mu, deli oluyorum birader. Allahsızlar içecek mübarek cuma gecesi. (Fikir geliyor karşıdan 'Devlet dediğin iki gün sonraya alacak yılbaşı kutlamasını. Cumartesi'ye. 'Olur mu öyle şey?' diyorum. 'Olur. Suudi Arabistan'da yılbaşı mı var? Bak bakalım?' cevabı geliyor. Bu cevap üzerine söylenecek tek bir harf yok yeryüzünde. Susulur...

- (Bana dönerek) Wikipedia mı? Ona mı giriyorsun bir şey ararken. Ben de bazen bakıyorum. Ama Yahudilerinmiş o site! (Böyle bir istihbarat uydurulur mu, uydurulur. Ama uyduran insanın g.tünü gerçekten merak ediyorum. Nasıl bir g.t öyle...)

- Otobüste geliyorum geçen gün eve. 15-16 yaşında iki öğrenci. Liseli. Sarılmışlar otobüste. Bu ne ya? Vurucaksın ağzına yüzüne. Şerefsiz çocuklarına hiç mi terbiye verilmiyor?

- Yemen'de sorun çıkarıyor şimdi ABD'de. Kafir çocukları Irak'tan doymadılar. Şimdi Suudi Arabistan ile Yemen'i birbirine düşürüyor. Müslümanı müslümana kırdırıyorlar işte. (Doğruluğunu sorgulamıyorum, ama dikkatinizi çekerim; kırdırıyorlar. Varsayalım böyle - ki ABD'nin bu konuda sabıkasından herkes haberdar - din kardeşlerimizin en ufak bir hatası yok. Onlar hiç gerizekalılık yapmıyorlar.)

- İran'da Ahmedinecad da ABD'nin adamı abi. O da ılımlı. Molla falan göründüğüne bakma. Dinle falan çok alakası yok. Ben İran'a gittiğimde orada İsfahan'lı bir çocuk vardı, onla konuştum. Hep danışıklı dövüş bunlar.

- Libya çok zengin abi. Yıllarca parayı kullanamamışlar. Şimdi uyanmışlar. Koca ülke 7 milyon nüfus var. Kaddafi şimdi sermaye çekiyor. Orada iş yapmak lazım. (Git, git de gör ebenin örekesini...)

Aklımda kalanlar bunlar. iki saat boyunca bir mevzu döndü anlatamam. Sanal dünyasında şeriatın izin verdiği ölçülerde her bir güncel olay fetvalandı, bilmeyenler aydınlatıldı.

Ben laik lafazanlardan saldırgan, saçmalayan, paranoyak ve hastalıklı olanlarına çok denk geldim. Ama görüyorum ki, dinci cephedekilerdekiler de boş durmamış, zırva ve tahammülsüzlük konusunda bir hayli yol almışlar.

İki grup da üstün yapıştıcı baliyi çekmiş, kanatları takıp uçmuş. Hiç bir şey anlatmaya kalkmayın. Sakın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder