17 Aralık 2009 Perşembe

Bu tarza bir ad bulalım: Altaylesk

Habertürk TV'nin TV haberciliğinde yeni bir soluk olacağını düşünenler, bir parça yanıldı. Orta-popülist, haber formatından sıkılan Türkiye için daha renkli ve 'zirve' BBC'den ziyade daha bir 'halka inen' bir enformasyon kanalı yaratıldı. Bir ihtiyaç mıdır? Kesinlikle. İnsanların haber yelpazesinin genişlemesi için popüler işlere de gerek duyuyoruz.

Zaten reyting ölçümüne girmesi, devamlı 'en çok izlenmeye' vurgu yapması, anlasın-anlamasın her konuyu sürekli ekranda duran alt bandıyla halka danışması (popülist yayıncılığın bir numaralı göstergelerinden biridir), akşam kuşağını Hülya Avşar'a teslim etmesi Habertürk'ün popüler habercilik politikasının işaretleri.

Ancak bu popüler yayıncılık zaman zaman ciddi boyutta sapmalara ve rahatsız edici 'reyting azgınlığını' dışa vuran seçimlere sebep oluyor, bende ciddi bir bayağılık hissiyatı yaratıyor bu, itiraf edeyim.

Amiral Fatih Altaylı'nın böyle bir tarzı olduğunu ciddi ciddi düşünmeye başladım artık. Bu resmen adamın bir politikası gibi. Sıkıştıkça Zekeriya Beyaz, Haydar Dümen, Yaşar Nuri Öztürk ve bilumum 'reyting kurtarıcısı' kişiliklerden medet ummak. Hatta Berlusconi'yle yatmaktan başka hiç bir özelliği olmayan bir kadınla özel program yapmak.

Kanal yayına başladığında iki günde bir ekrana çıkan Yaşar Nuri Öztürk ile yollar ayrıldı. Ama tarz sürüyor. Bol reaksiyon olacağı garantisiyle Ali Rıza Hoca'nın İslami cinsel yaşam üzerine haftalık vaaz (dikkat buyurunuz, bir haber kanalının 20.00-22.00 kuşağından bahsediyoruz!) dinletilerine mecbur bırakılan izleyiciye, çeşitlilik olarak Haydar Dümen'in püsürmüş önerileri, Zekeriya Beyaz'ın absürd fetvaları, ya da sakalı yere değen atraksiyonel hocafendi Cübbeli Ahmet Ünlü'den inciler dizip seyirciyi şaşırtıvermek...

Ahmet Ünlü'nün kendisiyle ilgili bir mevzu olur, çıkarıp konuşturursun. Herkesin söz hakkı vardır elbet. Ama adamı her ay bir kez konuk edip de aylık 'Ulusa va'z-ü nasihat' yaparsan, ortalık leş gibi reyting kokusundan geçilmez. Saygınlık gider, ciddiyet gider.

O yola girmek kolay. Yaparsın bir 'Erman Toroğluvari konuklar' listesi, sırayla her akşam birini alırsın. Çok daha heyecan verir izleyene. Bol mevzu, bol kavga, bol gürültü, bol sürpriz, bol reyting... Habertürk TV de büyür böylece. Büyür, büyür, ve daha da büyür.

Bu akşam en çok izlenen saatte damdan düşer gibi Masonluk tartışması görünce aklıma geldi bunu yazmak. Her gün, derin dondurucudaki temcit pilavlarından birini ısıtılıp önümüze koymayın. Aklıma hep 28 Şubat dönemindeki Medyum Memiş, Ali Kalkancı gibi garip tiplerin olduğu programlar geliyor. Sahi, onları da mı Fatih Abimiz teke tek alıyordu?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder