9 Ekim 2011 Pazar

Her tür ırkçılıktan bir demet rica edeyim

Son günlerde Abdullah Öcalan'a özgürlük için harekete geçen inisiyatifler, eylem ve çatışma düzeneğini oluşturmuş durumda. Kürt halkının her bir sorunu çözülmüş gibi, bu karmaşada önceliği 'Apo'ya özgürlük'e verenler var anlaşıldığı kadarıyla...

Kürtlerin bugüne kadar devlet zulmü altında ezilirken, elde edilen bir bölüm hakların, Abdullah Öcalan'ın başlattığı terör hareketinin sonrasında kendilerine verildiği mâlum. Ama burada 'Bu iş ancak böyle oluyor, kafalarına vura vura alacağız hakkımızı' sonucu çıkacağını hiç sanmıyorum.

Devlet güçlerinin hâlâ zorbalık yaptığı, 7 bin küsür KCK'lıyı sindirme amaçlı demir parmaklıklar ardına attığını unutmayalım. Uzatılan sınırötesi tezkerelerin, hâşin Bahçeli Başbuğ'un 'Kandil'e bayrak dikme' saçmalıklarıyla sorunun çözülemeyeceği de mâlum. Ama şu da kesin ki, Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılması da bir çözüm olmayacağı gibi, zaten girift olan meseleyi iyice arap saçına döndürüp, ülkedeki iki ultra milliyetçi kümeyi çeteler savaşına çeker.

Abdullah Öcalan'ın birileri için özgürlük savaşçısı olarak kabul edilebilir. Bu birileri, büyük bir kitle de olabilir (Ki Güneydoğu'da Öcalan'dan hiç hazzetmeyen hatırı sayılır sayıda insanının da Kürt milliyetçi zorbalarca sindirildiğini biliyoruz. Hürriyet yazdığı için değil, onlarca Kürt arkadaşlarımızdan bizzat duyduğumuz için biliyoruz!). Ama bu, adamın suçlu olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. Öcalan, bunca insanın hayatını kaybettiği bir sorunda baş suçlulardan birisidir. Cezasının eksiltilmesi, adaletin gramla dağıtıldığı bu ülkede tüm itimat söylevlerinin üzerine siyah bir bant çeker.

Kürt sorununda, "terör" tarafının baş sorumlusu hapisteyken, aynı kirli savaşı "devlet" adına verenlerin dışarda olmasıdır sorun. Mehmet Ağar ya da her kimse, 90'lı yılların şerefsiz askerliği sorgulanarak ve gerekli cezalara çarptırılarak tam adalet sağlanır. Suçlular salınarak değil.

Kürt kardeşler, Öcalan'a özgürlük ile sidik yarışında uzağa işemekten evlâ bir sembolik hedeften sıyrılıp, asıl meselelere odaklanmalı. BDP, "emir kulu" partisi kıvamından çıkıp, halkını seslendirmeli.

Üç hilalli ırkçılıktan yeterince çektik, bir de üç renkli ırkçılıkla uğraşmayalım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder