30 Eylül 2010 Perşembe

TRT'nin spor yayıncılığı

TRT'nin pazar günkü spor programlarını hasretle beklediğimiz günler yıllar, yıllar öncesinde kaldı. TRT3'te her pazar akşamı 22:30 gibi başlayan Spor Stüdyosu'nun jeneriği girdiğinde not kağıtlarımı hazırlardım. Sonrasında Levent Özçelik çıkar, okurdu haberleri... Peşinden bantlar birer birer akardı ve haftanın tüm spor haberlerini yutardık bir saatte. Sonra iple bir sonraki pazarı çekerdim.

TRT, hantal vücudunu kaldıramadığı ve özel televizyonların pişmiş aşa su kattığı son 15 yılda çok değişti. Elindekileri ve 'özel' konumunu kaybetmesinin yanında, futbol konusundaki daha uzağı işeme yarışına dahil oldu. İşeyemedi. Hırslı yeni Genel Müdür İbrahim Şahin ise, midesi boyutunca su içip yeniden daha uzağa işemeye kalkıyor.

TRT Spor diye bir kanal kuruldu. Daha doğrusu melez bir TV şu anda. TRT3, Meclis TV ve TRT-Spor logolarıyla garip bir oluşum. Henüz tam olarak yayın akışı oturmadı, ama rengi az çok belli oldu.

TRT Spor, son 10 yılda gördüğümüz kötü TRT Spor yayınlarının bahçesi. Bir karma, bir bulamaç ve karmaşa... İspanya Bisiklet Turu özetlerinin girmesinden sonra, çattadanak diye 1970 model dökülen jeneriğiyle değerli duayen abimiz Orhan Ayhan'ın programı başlıyor. 30 yıl öncesinden bir Balkan şampiyonu boksör, garip anılarla dolu spor yaşamına giriyor. Sonra Alman Ligi'nden Frankfurt ve Mainz top tepikliyor. Peşinden üç gün önceki F-1 yarışından önce çekilen magazin programı giriyor. Ardından Efes-Fener 1991 Cumhurbaşkanlığı Kupası maçının son 30 gündeki 17'inci tekrarı giriyor. Peşinden Feyyaz çıkıyor, sonra Aydın Örs, sonra Halil, Naim, basket, futbol, Van Basten, Avni Küpeli, Graf, falan, filan, feşmekan...

Ne program belli doğru düzgün, ne de bir mantığı var bu akışın. Allah ne verdiyse 'daya gitsin' ile ilerliyor kanal 4-5 aydır.

TRT, sırf spor arşivini düzenleyip yayınlasa deli reklam aldıkları bir kanal üretebilir. Sadece spor arşivini diyorum bakın: "Eski-Spor" diye bir kanal örneğin. İyi planlandığında ellerindeki malları akıllıca kullanabilseler, ESPN Klasik kadar iyi iş bile çıkarabilecek malzeme var arşivde. Ama bir kaç kez kurumda çalışan arkadaşlarımdan soruşturduğum kadarıyla o arşivde, o kadar karma karışık bir yığılma var ki, 8 yıl önceki 6-0'lık FB-GS'yi bulmak bile sıkıntı. Nerede 1993 Halter Dünya Şampiyonası'nı bulmak...

TRT Spor kötüleşiyor. En azından Türkçe'ye, diksiyona dikkat eden değerli TRT'ci abilerimiz vardı anlatımda. O bile değişiyor artık. Son olarak Antalya'daki Halter Dünya Şampiyonası'nda feci anlatımıyla mahveden yeni kardeş, en güzel örnek. Her cümlenin son hecesini kürdili hicazkar şarkı söyler gibi uzatan ve vurgudan bihaber olan yeni spikerin bilmediği bir yayını anlatmasının doğurduğu sıkıntılara hiç girmiyorum.

Feyyaz Uçar'ın sunduğu harika bir futbol programı yapmışlar. Daha doğrusu yaptırmışlar. Bank Asya 1.Lig ile ilgili bir iki tane program gözüme ilişti, gayet güzel. İyi ama, Lig TV'de çok daha iyileri var. TRT'nin farkı, bunu voleybolda, hentbolda, teniste de yapabilmesinde. Ama anladığım kadarıyla o konulara hiç el atılmıyor.

Muazzam arşivini değerlendiremeden, donanımsız anlatıcılarla, özensiz, 'yaptım-oldu' yayınlarıyla bir şey olmaz TRT Spor'dan. Bu ülkede bir kuşağa sporu sevdiren Spor Stüdyosu'nu ve benzerlerini de gözyaşı içinde anarız artık. Toprağı bol olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder