Size şimdi gazetelerin ne kadar tarafgir davrandığına dair net bir örnek aktaracağım. Nasıl Ergenekon haberlerinde olaylar sündürülerek veriliyorsa, kendi doğrularının da zaman içinde değiştiğine bir örnek bu.
1980'lerden bu yana, siyasi yelpazenin her köşesi için belki de tek ortak düşman: YÖK. Sağcısı da, solcusu da darbe kalıntısı YÖK'ün eğitim bağımsızlığının önünde önemli bir engel olduğu konusunda birleşir. Galiba 'birleşirdi' demek gerekecek bundan böyle. Zira, tıpkı zamanında başörtüsü yasağını koyduğunda Kemal Gürüz ve Alemdaroğlu'na arka çıkan yayınlar yapan Cumhuriyet gibi, şimdi de haksız atamalar konusunda bakıyoruz muhafazakar gazetelerde çıt yok.
Söz konusu haber, pazartesi akşamüstü ajanstaydı. Zaman'ın web sitesinde son dakika menüsünde olduğu şekliyle iki cümlelik hali şöyle:
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Anadolu Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Davut Aydın'ı atadı. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan yazılı açıklamada, Gül'ün, Anadolu Üniversitesi Rektörlüğüne, Anayasanın 130'uncu ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 13'üncü maddeleri uyarınca, Yükseköğretim Kurulunun önerdiği adaylar arasından Prof. Dr. Davut Aydın'ı atadığı bildirildi.
Haberi bu şekilde vermek, en hafif tabiriyle 'tarafgirlik'. Neyi, kimden, ne için saklamaya çalışıyorsunuz?
Eleştirilerin odağı, YÖK'ün daha önce kendi başkanı, hatta Cumhurbaşkanı Gül tarafından da eleştirilen, liste uygulaması. Rektörlük seçimlerindeki sonuçların YÖK tarafından Cumhurbaşkanına kendi sıralamasıyla sunma keyfiyeti ve Cumhurbaşkanı'nın kafasına göre seçim yapabilme özgürlüğü çok ciddi marazlara gebe. Bu yüzden 'yasakçı zihniyet lideri' eski Akdeniz Üniversitesi Rektörü Mustafa Apaydın, Gül tarafından en çok oyu almasına karşın geri çevrilmişti. Adam, seçimde Belediye Başkanı adayı oldu Antalya'da, koydu yüzde 45 oyu.
Anadolu Üniversitesi'ndeki durum şu: 26 Ekim'de yapılan rektörlük seçiminde mevcut rektör Fevzi Sürmeli 334, Hasan Mandal 295, Davut Aydın 96, Ahmet Tuncan 28 oy aldı. YÖK, listenin başına seçimde üçüncü sırada bulunan Aydın'ı koydu. Cumhurbaşkanı da bu ismi atadı.
Prof. Sürmeli, üç katı fazla oy almasına karşın gerekçesiz bir şekilde atanmaması demokratik açıdan bir sorun. Zaman (ki 860 bin tirajıyla gazete satış raporunun birinci sırasında görünüyor) konuyu hiç irdelenmemesi, hatta yok sayılmasına ne denmeli? Salı ve Çarşamba günkü nüshalarında tek bir satır yok. Sadece web sitesindeki son dakika notuyla geçiştirilmiş. Hiç suya sabuna dokunmadan.
Bu fersah fersah siyasete batmış, yaşlı Kanadoğlu güdümündeki hukuk sistemine rağmen YÖK - pek mümkün görünmüyor ya - başörtülü kızlara hak ettikleri üniversite yolunu açsa, Türkiye'nin kutsal kurumları arasında mı ilan edilecek? Zaman gazetesinin, bu durumda YÖK'ü anında 'cennetten çıkma' ilan edip alnından öpeceği çok açık.
Bu konuda son söz: YÖK, çağdaş eğitimin önünde bir engeldir. Derhal dağıtılmalı. Bizim YÖK, sizin YÖK olmaz. Hayatta olmaz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder