Meslek liselerinin üniversiteye girişteki katsayı uygulamasının kaldırılması, emekliliğinde dahi kendisini yüce Türkiye Cumhuriyeti'nin bekasına adayan büyük hukuk adamı Sabih Kanadoğlu'nun yol göstermesiyle Danıştay tarafından durduruldu.
1997'de bir darbe ürünü olarak literatüre giren katsayı uygulaması, İHL'lerin genişlemesini engellemek için tüm meslek liselerini bir kazana tıkarak altına odunu basmıştı. Uygulamanın sona ermesi olumlu bir gelişme olsa da, bu iki kutuplu ortamda çok ileri gitmeyeceği açıktı. Netekim Sabih Baba 'Olmaz' dedi, birileri de 'Emredersiniz üstad' deyip uygulamayı durdurdu. Tam da 1997'de İHL'den mezun olmuş biri olarak, bu yasak kapsamına girmekten günler farkıyla kurtulmuştum zamanında. Ama ardımdan aynı okuldan kimse İlahiyat dışında bir bölüme gidemedi büyük ihtimalle.
Benim bu konuya bakışım biraz farklı. Katsayı uygulaması tabii ki kategori itibariyle bir engel/yasak/zorlama olduğu için kalkmalı. Ortada bir sınav var ve buraya birilerinin dezavantajlı başlatmak, en basit anlamıyla bir eşitlik ihlali. Ayrıca, uygulamayı savunanların (mesela bugün Nur serter pek bir sevindirik olmuş şekilde konuyu mikrofonlara değerlendiriyordu) açıkça dillendirmediği, 'ne münasebet efendim?' deyip geçiştirdiği, ama çok bariz bir şekilde İHL'leri cezalandırmak için alınan bu karar, Turizm'deki ya da Endüstri Meslek'teki öğrencilere de kesik atıyor.
Bir taraftan da hep şunu savundum. 'Oğlum/kızım dindar yetişsin, ama doktor olsun' mantığıyla bir sürü insanın çocuğunu İHL'ye gönderip bu okulların bir meslek lisesi olmaktan çıkmasının önüne geçilmeli. Bu şekilde anti-demokratik bir uygulamayla değil tabii. Şu anda ülkede ihtiyaç fazlası İHL'nin varlığı, kim ne derse desin bence çok ihtiyacımız olan (Cumaya gidipte hutbelerde imamların zaman zaman neler saçmaladıklarını dinleyenleriniz varsa ne demek istediğimi anlarlar) nitelikli din adamı yetişmesinin önünde ciddi engel olduğu gibi, bu okullarda verilen eğitim kalitesinin bayağılaşmasına yol açıyor.
Bu dengeyi sağlamanın en iyi yolu, siyasi nedenlerle açılan fazla İHL'leri kapatmak. Örneğin, Samsun'da benim okuduğum Merkez İHL'de Anadolu Lisesi de içinde olmak üzere 5000'i aşkın öğrenci varken, Çarşamba, Terme ve Bafra gibi üç ilçede de İHL bulunuyordu. Anlayın fazlalığı.
Çözüm, belli başlı merkezlerde akademik açıdan da iyileştirilecek merkez okulların kalması, diğerlerinin kapatılmasından yana bence. Ayrıca 'imam olamayacakları' çok açık olan kız çocuklarının da bu okullara verilmesi, apayrı bir açmaz. (Bu arada aynı Danıştay'ın 1976'da daha önce erkek lisesi olan bu okullara kız çocuklarının gitmesinin yolunu açtığını ekleyeyim.)
Sorun, pek çok konuyla ilintili tabii. Zorunlu din dersleri, laik sistemde devletin din eğitimi verip veremeyeceği, Kuran kursları, Anadolu'daki tutucu insanların okula göndermedikleri kız çocuklarını okutmaları için sebep yaratmak gibi. Ama bu apayrı bir analiz konusu.
26 Kasım 2009 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder