Akşam'da çalışan bir arkadaşım vardı. Bir iki yıl önce, Serdar Turgut'un kafayı sıyırmış olduğunu söyler dururdu. Çok tanıdığım biri olmadığı için ilgilenmezdim bu laflarla. 1990'larda Hürriyet'teki köşesinden hatırlardım bu şahsı, gözlüklü bir zattı. Okuduğumu falan hiç sanmıyorum. Unutmuşum gitmiş. Akşam'da da 'sade bir yazara' dönüştü galiba, o yüzden hiç bilmiyorum.
Rojin'le ilgili ileri-geri laflar etmiş. 'Dağa kaldırıp seks kölesi yaparım' falan demiş kıza. Allah Allah, nedir ne değildir diye bir bakayım yazıya deyip, kendisinin 'ölmediğini' anladım. Ayrıca, ne ölmesi bilader? Ne yazdığı, ne anlattığı belli değil. Anladığım kadarıyla üstad Charles Bukowski'nin köşe yazanı olmaya kalmış, ama hiç olmamış. Hatta benzetmek bile ustaya saygısızlık olur. Bence. Sizi bilmem. Bakın bi:
Akşam, 24 Ekim 2009: PKK teröristi olmadığıma pişmanım
Konuyla ilgili bu yazıdaki saçmalıkları dışında, bir kaç yazısına daha baktım, bana Hilal Cebeci'nin ilgi çekme çabaları tadında geldi. Her cümle içinde, medyadan birilerine çakmak için, kelimeleri eğip, büken, kusmuklu yazılar. Nasıl tasvir edebilirim bilmiyorum ya...
Ya Hürriyet'teki her sabah yüzünü yıkayıp faşizme sürekli sert selamlar çakan İzmirli Babacan'la sıkı bir rekabete girmeyi düşlüyor, ya da çok ciddi klinik bir vaka haline gelmiş. Allah çevresindekilere sabır versin. Bu kadar ciddi sorunları olan birinin intihar etmesinden korkulur. Servistekilere çağrı: Mukayyet olun. İnsandır. Etmesin, eylemesin.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder