31 Ekim 2009 Cumartesi

Bingo!

İki saat sonra başlayacak olan yayınıma yetişmek için Sarıyer-Beşiktaş arası çalışan sarı levhalı minibüsteyim. Akşam trafiği araya girmesin diye 16.20 gibi çıkmıştım evden.

Saat 16.45 civarı. Ön koltuk boşalınca gençten bir kızcağızın yanına oturdum. Kendisi telaşlı. 'Hufff. Geç kaldım işte. Fff.' deyip duruyor. Elimde bir kitap var. Yolda malak gibi sağa sola bakmayı sevmediğim - ve de yolum değerli bir 45 dakikamı aldığı - için genelde okuyacak bir şeyler alırım yanıma, öyle çıkarım.

Çok ilginç bir sahne yaşandı o an minibüste; bir film senaryosuna zekice yedirilecek 'hin' bir fikriyat gibiydi. Paylaşmak istedim.

Okuduğum mükemmel cümleleri kolay bulma adına çizdiğim kitabımda gördüğüm cümleyi çizmek için çantaya elimi attığım anda, gençten kızcağız da çantasını arakladı. Ben turkuaz renkli iz bırakan keçeliyle şu cümleyi çizerken, arkadaş da eş zamanlı olarak bir çırpıda çıkardığı ayna ve rujuyla burnunun altının kırmızıyla üzerinden geçmekteydi:

'Türkiye toplumundaki, 'yabancı'ya karşı oluşmuş kendiğinden engel ve tavır budur: önce dışlama ve garipseme, tanıma gereğini duymama. Bu tavır, kendiliğinden veya manipülasyonla (şimdi olduğu gibi) düşmanlığa dönüştürülebilir.'

Cümlenin içinde geçtiği 'Ahmet Mithat'tan Tevfik Fikret'e' yazısındaki edebiyat bahsinden ve bu arkadaşın hal-i pür melalinden bağımsız olarak, aynı anda çizilen büyük yazar Murat Belge'nin cümlesi ve bir dudak. Bir Coen Biraderler sahnesi gibi eleştirel, ironik ve komikti.

Bir an, aklıma yaptığım 40'lı liste gelmedi değil tabi. Yine de tanımadığım birinin günahını almayayım. :) Durduk yerde cinsiyetçiliğin lüzumu yok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder