Aylardır TV ekranlarında görmediğim Ruşen Çakır'ı CNN Türk'te konuk olarak izlediğim bugün, NTV'nin 'yeni' yayın dönemine girdi. Kendi içinde bir çatışma anı. Ruşen Abi'nin (de) olmadığı bir yeni yayın dönemi, NTV'nin son bir kaç yılda negatife doğru dönüşümünün köşe başı.
Kanala yıllarca emek vermiş Ruşen Abi, geçtiğimiz sezon 'baskılar altında' tamamladığı Yazı İşleri'nden sonra dinlenmeye alındı. Yaz aylarını Burcugillerle geçiren NTV, anlaşılan bu dönemde inşaata hız vermiş. Ve övüne övüne bitiremedikleri yeni Doğuş binasındaki stüsyolarını açtılar bugün. Işıklı mışıklı, kübik bir tasarım. Boş ve nahoş.
NTV'nin haberciliği, geçtiğimiz seçim döneminde çok ciddi yaralar alırken, (benim aman aman bayıldığım bir insan olmasa da kuşkusuz iyi bir haberci) Banu Güven'in ayrılmasıyla izleyici nezdinde sorgulanmaya başladı. Programların etliye-sütlüye girmemesi, haber bültenlerinin içeriklerine ayar çekilmesi, iyi programların yayından kaldırılması 'bildiğimiz NTV kıvamının' sulanmasına neden olan gelişmelerdi. Ya şimdi?
Şimdi mimari ve teknik üstünlüğüyle caka satan bir 'habercilik devi' var karşımızda. Habertürk gibi. 'Bazıları gibi' laf çakmalarıyla dolu küçük tanıtım filmleriyle geçirdikleri geçen sezonun ardından onlara benzemekte olan bir kuruma dönüşüyor NTV. Yaratıcı kuşaklar, iyi haberciler, ses getiren haberler, yerini 'Türkiye'nin en teknolojik stüdyosu, bol ışık, bol güzel yüz ve cafcafa' bırakıyor... Bir tane Yiğit Bulut'a ihtiyaçları olacak. Zira bu yeni mantaliteye, 'Biz en iyiyiz' edebiyatının ebedi nobellisi Yiğit Reyiz gider en iyi.
Artık pek bir özelliğin yok NTV. Yıllarca üzerine koyduğun sermayeni çabuk yiyip bitir de temiz olsun.
17 Ekim 2011 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder