Ahmet Şık ve Nedim Şener'in tutuklanmalarıyla, Ergenekon'un yönünün başında Fethullah Gülen cemaatinin çektiği güç odaklarına karşı fütursuz bir faşizme evrildiği konusunda fikrim kristalleşti. Bu konuda daha net bir bakış sağlayabilmek için bir kaç saatimi Zaman'ın süreçteki eski sayılarını incelemeye ayırdım. Ve gördüm ki, yeni bir "darbe medyası" almış başını gidiyor.
Tıpkı 28 Şubat sürecinde başta Aydın Doğan medyasının ana üssü Hürriyet'in mütedeyyin insanları ötekileyen ve sürekli küçük düşürmeye yönelik yayınlarının benzerini, bugün medyada pek çok 'kruvazörü' bulunan Gülen'in amiral gemisi Zaman sergiliyor.
AKP'nin iktidara gelmeden hemen önce geçirdiği görsel evrim ve yenilenme hamleleriyle "cemaat gazetesi" yaftasından kurtulmaya çabalayan, dev reklam kampanyaları ve 'her telden' yazarlarıyla güçlü bir halkla ilişkiler kampanyası eşliğinde medyanın sözü dinlenir odağı haline gelen Zaman, özellikle 2008'deki Ergenekon sürecinin başlamasıyla giderek 'tek bakış' gazetesi haline dönüştü. Reklam kampanyasını oturttuğu 'Yaftalamadan düşünün' sloganını bizzat kendi yayınlarıyla delip geçen Zaman, 2000'lerin başında tırmandığı basamakları hızla aşağı inmeyi sürdürüyor.
Bu incelemede vakit darlığından dolayı manşete ve ilk sayfaya çekilmiş haberlere baktım. Sonuçta bu Ergenekon sürecini (saptırılmamış ana davanın önemini ve demokratikleşmedeki kritik önemini teslim ederek) en azından bir bölümü itibariyle "karşı darbe" olarak ele alırsak, Zaman gazetesinin süreçteki tutumuna bir göz atalım.
Yeri gelmişken, darbe dönemlerinde "destek medyası" profilinin iletişim araştırmacıları için kitle iletişimi alanındaki kritik başlıklardan biri olması gerektiğini düşünüyorum. İletişim Fakültesi öğretim görevlileri bu konuya acilen eğilmeli...
9 Şubat 2009: Ergenekon kapsamında 7 aydır tutuklu bulunan Hurşit Tolon, delil yetersizliğinden tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Gerekçede 'Şüphelide bulunan belge kamuya mal olmuş ve suç unsuru taşımıyor' ifadesi var. Zaman, haberi sürmanşette "Tolon'a yurt dışına çıkış yasağı" başlığıyla duyuruyor. Yani, haberin gelişimine bakıldığında öne çıkması gereken delil yetersizliği, tutukluluğun sona ermesi ikinci plana itilip, yurtdışına çıkış yasağının sürdüğünü başlığa çekerek, Tolon'un aslında 'suçlu' olduğuna vurgu yapılıyor.
Skor: 2-0 (İtibarsızlaştırma, yönlendirme)
6 Mart 2009: Gazeteci Mustafa Balbay, tutuklanıp Metris'e gönderildi. Zaman'ın manşeti 'Ek belgeleri görünce şaşırdı: Ben bunları bilgisayarımdan silmiştim'. Başlığa yayılan ifade, metinin ancak sonuna doğru şöyle ayrıntılandırılıyor: "Sorguda belgelerin kendi bilgisayarından çıktığının söylenmesi üzerine Balbay'ın "Bu dosyaları silmiştim" dediği iddia ediliyor. "
Skor: 1-0 (Zayıf delille manşet düzme)
26 Mart 2009: İkinci iddianame kabul edildi. Zaman, 4 sayfa ayırdığı haberin ilk sayfadaki Baykal ile ilgili anonsu, "Ergenekon terör örgütünün Deniz Baykal'ı CHP genel başkanlığından devirmeyi planladığı, AK Parti ve MHP'yi ise böldürmek istediği ortaya çıktı" cümlesiyle başlıyor. İddianamedeki bilgiler, sav olduğu unutularak, olmuş bitmiş eylem yağıyla kavrulup veriliyor.
Skor: 1-0 (Hukuk ihlali)
15 Mayıs 2010: Yargıtay, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner (ki cemaat ile ilgili bir dava peşindeydi) ile ilgili dava doyasının Ankara'ya gönderilmesini istedi. Zaman, haberi 'Cihaner'i kurtarma planı adım asım uygulanıyor' yorumuyla verirken, metinde şu ifadeleri kullandı: Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İ.Cihaner'i 'görevi kötüye kullanmak, resmi belgede sahtecilikle' yargılayan Yargıtay 11. Ceza Dairesi, dün tartışmalı bir karara imza attı. Heyet, Erzurum'daki Ergenekon dava dosyası ile İstanbul 13. Ağır Ceza'da görülen ıslak imzalı millete komplo planı dava dosyasının, birleşme kararı beklenmeden Ankara'ya gönderilmesine hükmetti. (..) Hukukçular verilen karara tepki gösterdi.
Haber, başlıktan son satıra kadar yorumlarla şekillendirilip, açıkça baskı kurulmuş.
Skor: 2-0 (Tarafgirlik, yönlendirme)
6 Kasım 2010: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Ergenekon sanıklarından Mehmet Haberal'ın tahliye etmeyen 9 hakim hakkındaki tazminatı onadı. Zaman, "Hukuka yargı darbesi" manşetiyle bakış açısından eleştirel bir haber yapmış. Ancak, Balyoz davasının başlamasına iki gün kala HSYK tarafından görevden alınıp, yeni hakimlerle işe başlanınca bunu sorgulamayan gazete, aynı tavrı burada sergileyemiyor. Tam tersine, HSYK müdahalesinin gerekçelerini olumlayarak 15 Aralık tarihli nüshasında 'Soruşturma delilleri hakimleri görevinden etti' başlığıyla bu değişikliği olumluyor.
Skor: 1-0 (Çifte standart)
Altta yorumsuz verdiğim kupür örneğinde görüldüğü gibi, halkla ilişkiler ve kamuoyu oluşturmaya yönelik özel haberler ise neredeyse her gün resimli olarak bulmak mümkün. Fikrimi sorarsanız, bu formattaki haberler, propaganda için mükemmel bir işlev görüyor ve oluşturulan algıyı otorite fikirleriyle güçlendirmeyi amaçlıyor. Ve işin aslı, dezenformasyon kıskacındaki okuru çok daha kolay dümen suyuna sokuyor.
8 Mart 2011 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder