Küçüklüğümüzden itibaren onlarla büyüdüğümüz için iyi biliriz. Böbürlenmenin de bir TRT'cesi vardır: 'En güzel ve doğru Türkçe' diye böbürlenilir cup-tıs müzikli tanıtım filmlerinde. Sonra bir kadın çıkar, beyaz ceketiyle, kollarını kavuşturup 'doğru, tarafsız haber' diye bir teraneye vurgu yapar. Ki, hiç bir zaman bir devlet televizyonu "tarafsız" olamaz. BBC dahil. Ve "hızlıyız, iyiyiz, öncüyüz, b.kuz, püsürüz..." diye sürer gider bu gerinme teaser'ları (Şu son şerefsiz kelimenin derhal tek parça Türkçe karşılığı bulunsun yahu, kullanmak zorunda kalıyorum hep!)...
Hatırladınız değil mi? 1980'ler, 90'lar, 2000'ler... Bir gözden geçirin: TRT'nin bu "Önce biz vardık, keh keh" tonundaki gerinmeleri tanıdık gelir mutlaka.
Ne oldu? Yıl 2011. Sidik yarıştıran bir TRT'miz var şimdi, atılım üzerine atılım yapıyor. Ama içerik çöküyor mübarek! Sansürün bini bir para. Çuvalla para harcanan ve izlenme ölçümlerinde mors olan yapımlar. Bol gazla açılan ve çakılan kanallar (TRT Türk hariç tutulabilir).
TRT deyince artık üç şey aklıma geliyor benim: Kuruluşundan beri aslî görevi saydığı hükümetin gür sesli borozanı olmak, Tuna Nehri bile akmam derken oluk oluk boşa akan paralar, bir de son zamanlarda ortaya çıkan halleriyle rezalet işçilikler. Rezalet işçiliklerden kasıt? Anlatıvereyim.
Bu biraz çalışan değişimiyle de alâkalı. Eskiden de dört başı mamur iş çıkarılmazdı TRT'de bence. Ama böyle fahiş hatalar, garip muhabbetler, İngilizce soru soramama saçmalıkları, Türkçe'den bihaber metinler de olmazdı.
Geçen bir yerde iftardayım. Doğal olarak iftar ezanı TRT'den beklendiği için (sanki vahiyle emredilmiş!) TRT1 açık TV'de. Ezan biter bitmez de zart diye ana habere paslıyorlar milleti. Daha çorbanın ilk kaşığı genizdeyken "TRT Haberden İyi Akşamlar. Din düşmanı Pe-ka-ka, yine cami bastı. Dinle alakası olmadığını gösterdi. Tümü dinsiz bunların sevgili seyirciler" ayarında bir cümleyle süzme propaganda haberi verdi bülten. Bir sürü insan o anda orucunu açıyor, onlar da fırsat bu fırsat PKK'nın din düşmanlığı üzerinden resmi bir fikir pompalamaya uğraşıyor.
Vurgum, PKK'nın din düşmanlığı veya sempatizanlığı değil. Bana göre adam öldürenin dininin olup olmaması hiç önemli değil. Adam öldürüyorsa katildir, nokta. Bunun Budisti, müslümanı olmaz. Altını çizdiğim nokta, TRT'nin zamanlaması ve haberde kullandıkları dil.
Örneğe dikkat edin: Eskiden de "bölücü örgüt" haberleri yapardı TRT, o zaman bölücülüktü vurgu. Şimdi din düşmanlığı. Es kaza Tuncay Özkan Başbakan olsaydı, "Atatürk düşmanları" olacaktı.
Haber bantları, aksiyon filmi gibi: "Önce okul yaptırdı... dındırıdın dın... Sonra cami... Dındırıdın... Şimdi ise çeşme... (su sesi). Kayserili Mustafa Tokmak örnek bir vatandaş... dındıdırıdıdın". Lan bunu Şovtivi denilen zırva 15 yıldır yapıyor zaten, ancak mı akıl ettin demezler mi adama?
Bir zamanlar TRT 2 vardı. Seynan Levent de olsa her akşam, harika programlar izlerdik ardından. Alev Alatlı, Attila İlhan... Efendim bir Rock Market olurdu bazen. Düzgün kanaldı. Kapandı kapanalı TRT yamuldu, farkında mısınız? Haşmet Babaoğlu, "Ah ne olur kapatmayın TRT2'yi" diye o kadar yırtınmıştı. Boşuna değildi adamın haykırışları.
15 Ağustos 2011 Pazartesi
1 Ağustos 2011 Pazartesi
İslam toplumlarının sorunu
Geçtiğimiz günlerde twitter'da gördüğüm bir mesaj, zıvanadan çıkmam için yeterli oldu. Konunun kökeniyle ilgili pek bilgisi olmadığı belli olan bir arkadaş, Sudan'ın ikiye ayrılmasının ardından 'Güney Sudan'ı tanımıyorum' diye bir mesaj yazmıştı. Ve takip listemdekilerden birisi de bunu re-tweet yapmış, ben öyle gördüm mesajı...
Bu mesajdan hareketle, kendisini müslüman olarak tanımlayan ve Türkiye'nin de içinde bulunduğu doğu coğrafyasında yaşayan insanların ezici bir çoğunluğunun düşünsel sorununa eğilmek istedim.
"Güney Sudan'ı tanımıyorum" mesajının altındaki basit anlam şu olsa gerek: "Müslümanların yaşadığı kuzeyden ayrıldınız, o yüzden sizi tanımıyorum". Bu kadar basit yani beyinde ayrıştırmak olayı... Yıllarca güneyin anasını ağlatan, hatta halkının önemli bölümü Arap ve müslüman olan Darfur'da 6 yılda 400 bin kişiyi katlederek, 'soykırımcı' madalyonunu hak eden piç Devlet Başkanı Ömer El-Beşir'in hiç günahı yok. Zaten Tayyip de gidip görmüştü hatırlayacaksınız, "Darfur'da anormal bir şey yok" demişti. Anormal değil: 400 bin ölü, iki buçuk milyon evsiz, 450 bin mülteci, milyonlarca beddua.
Lanet olsun dostum, sorunun ne senin ha, söyler misin? Sorunum şu:
- Gazze'de katliam yapıldığında aslan kesilenlerin Darfur'u görmezden gelmesi. Sorun, bu ikiyüzlülük işte. Bu, Fırat'ın kenarında kaybolan koyundan kendisini sorumlu tutan Ömer'in adaletiyle aynı kültür içinde bulunamaz. Hiçbir zaman! Halife Ömer ile Sudan'daki piç Ömer'i kalın bir çizgiyle ayırmazsanız, adalet de İslam da biter. Sürekli zırlayıp durduğunuz 'İsrail şöyle yaptı, ABD böyle yaptı' ağlamalarını kesin de, önce kendine müslüman deyip, insanları kesen bu domuzları ayırın aranızdan.
- Müslüman kardeşlerim, İsrail'in yaptıklarına tepki göstereceğim diye azılı bir anti-semit'e dönüşeceğine önce şapkayı önüne koymalı. Sürecin bugünlere gelmesinde İsrail'den daha büyük sorumlu, Filistinlilerin ta kendileridir. Daha doğrusu ilk dönemlerde Batı'nın köpeği olup topraklarını satan, bir sürü gizli ilişki içine giren Arap yönetimler, olay ciddiye bindikten sonra da kendi içlerinde birbirini satan Filistinlilerdir ne yazık ki. Hâlâ topraklarının yüzde 50'den fazlası işgal altında iken saçma sapan tartışmalarla uğraşan, terör gruplarıyla işbirliği yapan Hamas ve onu bir kaşık suda boğmak için düşmanıyla gizliden görüşen Mahmud Abbas'tır sorumlu. Topraklarını para karşılığı satanlardır. Onları yalnız bırakıp yıllarca İsrail'e destek çıkan köpek Arap liderleridir.
- El Kaide'nin, Taliban'ın, Çeçenlerin ya da diğer İslam adına hareket ettiğini iddia eden odakların öldürdüğü insanların haklarını savunmak ve bu yapılanları lanetlemektir müslüman olmak. Acaba samimi müminler, tıpkı Suriye'de, Filistin'de, Yemen'de ölen binlerce insan için kin tutup, İslamcıların sebep olduğu terör kurbanlarını görmezden gelme (hatta bazı kafatasçıların yaptığı gibi alkışlama!) aymazlığı üzerine düşünüyor mu? Hiç mi yamukluk yok dünyaya bakışlarında? Cami imamları dünyanın her yerinde müslüman ölüyor diye gazlıyor cemaati. Ve onlarca ülkede haksız yere ölen onbinlerce insan yok sayılıyor. Hatta öldüren müslümansa alkışlanıyor bile!
İslam'ın temel direği adalettir. Allah'ın da en önemli vasıflarından biri, kutsal kitabında yüzlerce kez vurgu yapıldığı gibi adil olmaktır. Müslüman toplumu bunu akıldan çıkardığı anda biter. Bugün olduğu gibi...
Bu mesajdan hareketle, kendisini müslüman olarak tanımlayan ve Türkiye'nin de içinde bulunduğu doğu coğrafyasında yaşayan insanların ezici bir çoğunluğunun düşünsel sorununa eğilmek istedim.
"Güney Sudan'ı tanımıyorum" mesajının altındaki basit anlam şu olsa gerek: "Müslümanların yaşadığı kuzeyden ayrıldınız, o yüzden sizi tanımıyorum". Bu kadar basit yani beyinde ayrıştırmak olayı... Yıllarca güneyin anasını ağlatan, hatta halkının önemli bölümü Arap ve müslüman olan Darfur'da 6 yılda 400 bin kişiyi katlederek, 'soykırımcı' madalyonunu hak eden piç Devlet Başkanı Ömer El-Beşir'in hiç günahı yok. Zaten Tayyip de gidip görmüştü hatırlayacaksınız, "Darfur'da anormal bir şey yok" demişti. Anormal değil: 400 bin ölü, iki buçuk milyon evsiz, 450 bin mülteci, milyonlarca beddua.
Lanet olsun dostum, sorunun ne senin ha, söyler misin? Sorunum şu:
- Gazze'de katliam yapıldığında aslan kesilenlerin Darfur'u görmezden gelmesi. Sorun, bu ikiyüzlülük işte. Bu, Fırat'ın kenarında kaybolan koyundan kendisini sorumlu tutan Ömer'in adaletiyle aynı kültür içinde bulunamaz. Hiçbir zaman! Halife Ömer ile Sudan'daki piç Ömer'i kalın bir çizgiyle ayırmazsanız, adalet de İslam da biter. Sürekli zırlayıp durduğunuz 'İsrail şöyle yaptı, ABD böyle yaptı' ağlamalarını kesin de, önce kendine müslüman deyip, insanları kesen bu domuzları ayırın aranızdan.
- Müslüman kardeşlerim, İsrail'in yaptıklarına tepki göstereceğim diye azılı bir anti-semit'e dönüşeceğine önce şapkayı önüne koymalı. Sürecin bugünlere gelmesinde İsrail'den daha büyük sorumlu, Filistinlilerin ta kendileridir. Daha doğrusu ilk dönemlerde Batı'nın köpeği olup topraklarını satan, bir sürü gizli ilişki içine giren Arap yönetimler, olay ciddiye bindikten sonra da kendi içlerinde birbirini satan Filistinlilerdir ne yazık ki. Hâlâ topraklarının yüzde 50'den fazlası işgal altında iken saçma sapan tartışmalarla uğraşan, terör gruplarıyla işbirliği yapan Hamas ve onu bir kaşık suda boğmak için düşmanıyla gizliden görüşen Mahmud Abbas'tır sorumlu. Topraklarını para karşılığı satanlardır. Onları yalnız bırakıp yıllarca İsrail'e destek çıkan köpek Arap liderleridir.
- El Kaide'nin, Taliban'ın, Çeçenlerin ya da diğer İslam adına hareket ettiğini iddia eden odakların öldürdüğü insanların haklarını savunmak ve bu yapılanları lanetlemektir müslüman olmak. Acaba samimi müminler, tıpkı Suriye'de, Filistin'de, Yemen'de ölen binlerce insan için kin tutup, İslamcıların sebep olduğu terör kurbanlarını görmezden gelme (hatta bazı kafatasçıların yaptığı gibi alkışlama!) aymazlığı üzerine düşünüyor mu? Hiç mi yamukluk yok dünyaya bakışlarında? Cami imamları dünyanın her yerinde müslüman ölüyor diye gazlıyor cemaati. Ve onlarca ülkede haksız yere ölen onbinlerce insan yok sayılıyor. Hatta öldüren müslümansa alkışlanıyor bile!
İslam'ın temel direği adalettir. Allah'ın da en önemli vasıflarından biri, kutsal kitabında yüzlerce kez vurgu yapıldığı gibi adil olmaktır. Müslüman toplumu bunu akıldan çıkardığı anda biter. Bugün olduğu gibi...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)