Vancouver 2010 Kış Oyunları'nda neredeyse ilk hafta geride kalırken, ancak bir kaç yarış izleyebildim. Dergide yeni sayı için süren hazırlıklar, yayınlarımın farklı saatlerde olması ve gece ayakta kalamadığım için önemli bölümünü kaçırdığım ilk haftanın sonuna doğru Alp Disiplini'nde şanlı Anja'mızın kazandığı madalya ile sevindim.
Daha ilk yayında, TRT'nin yeni bir Hüseyin Başaran bombasına denk geldim dün. Anja Paerson'un inişteki az kalsın komaya gireceği tehlikeli düşüşünü 'Muhteşem bir atlayış! Muhteşem bir... Muhteşeeem... Muhteşem.. Düştü!' diyerek az sayıdaki saçımı yolduran Hüseyin abimiz, Alman ablayı Stiçert (okuşunu Steh-hert), Paerson'u Pörsın (okunuşu Peer-son) ve en önemlisi Amerikalı Mancuso'yu bayağı pazar abisi diliyle Man-çuuso (okunusu Man-kuuso) diye telaffuz eden Hüseyin Abi, yayın esnasında bir taraftan demleniyormuş hissi veren edasıyla mahv-u perişan etti gülüm yayınları.
Neyse, Anja'ya dönelim biz. Pernilla Wiberg ablamızdan bu yana 1 numaralı kayakçım olan sevgili şişmanımız Anja Paerson, dün inişin bitişine iki kapı kala feci uçup 60 metre sürüklenince bir hayli korktum. Ama yarışmanın başlamasına iki saat kala katılımının kesinleştiği kombinede meydana çıktı ve bronz madalyayı boynuna geçirerek gerçek bir süper yıldız olduğunu gösterdi.
Bu madalya, Paerson'un kariyerindeki altıncı olimpiyat madalyası oldu. Paerson, böylece tarihte en fazla olimpiyat madalyasına sahip Janica Kostelic ile durumu eşitledi. Kostelic'in 4 altın, 2 gümüşü; Paerson'un ise 1 altın, 1 gümüş, 4 bronzu bulunuyor.
Ancak Paerson, üç ayrı olimpiyatta madalya kazandı ve daha uzun bir periyotta 'zirve mücadelesine' girme başarısı gösterdi. Sporu bırakan Kostelic ise 2002 ve 2006'da yarışmıştı.
Üç yarışı daha var Paerson'un. Yedinciyi bekliyoruz.
19 Şubat 2010 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder